Bir çocuk konuşmayı öğreniyor. Türlü türlü oyunlar, uydurmalarla… Uydurmalar öyle sevimli ve yaratıcıki! Salıncağa sallangaç, ekmeğe emek, Pamukkale’ye pamuk şeker kalesi diyor bilmeden. Türkçenin formülleriyle problemler çözüyor durmadan. İstekleri için bağırıyor, ağlıyor, dövüşüyor, koşuyor doya doya… Onları yaşadığı ölçüde neşeleniyor, coşuyor. Işığı insanları gülümsetiyor.Tanımayanlar bile okşuyor başını, görüyor parıltısını.
Derken anne-baba, okul, TV, boyamaya başlıyor yüzünü tabaka tabaka. Çocuk yavaşça, makineler seri seri üretmişçesine sıradanlaşıyor. Maskesinin ağırlığından çocuk; yaratamıyor, koşamıyor, oynamak yerine ezberliyor durmadan. Uslu çocuk oluyor istek üzerine. Çocuğun ışıltısı sönmeye başlıyor, etrafındakiler onu daha az görmeye, okşamaya başlıyorlar. Öfkeleniyor çocuk, ışığı içten içe kendini boğmaya başlıyor. Sızdırmasam ölebilirim diyor bir içgüdü. Delikler arıyor katmerli maskede. Okul, öğretmen, hoca, anne, baba, neyseki havalandırma delikleri bırakıyor.
Resim deliği, kompozisyon, müzik deliği mesela… Işıkla deliğin yönü kesişirse, aydınlanıyor ortalık birazcık. Bütün gücünü yoğunlaştırıyor o zaman. Işığın gücü artıyor, artıyor, maskenin kenarları dayanamıyor, yırtılıyor. Işık dışarı fışkırıyor, sahnelere, kürsülere, sahalara… İnsanlar yeniden onları seyre başlıyorlar. Sahnedeki ışık coştukça coşuyor. Hikâyeler dilden dile dolaşıyor.
İçindeki ışıkla makinelerin açtığı deliği kesiştiremeyenler, ya için için yanarak kül oluyor; veya birileri, en çok da büyükleri dışarıdan delik açsın diye yuvarlanıyor bir kapıdan diğerine durmadan. Savrulup duruyor oradan oraya… Çarpa çarpa, kırıla kırıla parçalanmaya başlıyor kimi zaman. Kiminin de ışığı öyle güçlü oluyor ki, parçalıyor kendi gücüyle maskeyi. Atıveriyor kendiliğinden ve çıkıyor herkesin önüne çırılçıplak. Utanmıyor işte maskesiz ,capcanlı çıplaklığından.
Bu ışık insanları topluyor etrafına. Dışarıdan delikler açıyor kendinden küçüklere… Belki haydi çocuklar radyo kuralım diyor, fotoğraf çekelim veya doğaya dönelim… Bir de bir ilan asıyor okul duvarlarına ‘Işığını göster’ diye… Onu gören onlarca çocuk toplanıyor orta yere. Sabırlıca bekliyor daha çok delik açsın diye maskesiz öğretmenleri, hocaları, anne veya babaları…
Yelda Özsunar Dayanır Adnan Menderes Üniversitesi