HİZMET SEKTÖRÜNDE ZORLA GÜZELLİK OLUR MU?

Kalp damar cerrahı, öğretim üyesi arkadaşımla sohbet ediyoruz. Bugün
nöbet tutuşunun 20. yıldönümüymüş. ‘Kıpkırmızı bir bardak çay ile
kutlayalım’ dedik içimiz buruk.
Bugünlere geleceğimizi bilseydim gün aşırı bunca nöbeti tutar mıydım
bilmem, dedi. Cerrah olmak çok zordur bilirsin. Bütün gece nöbet
tutup, ertesi günü çalışmaya devam ederiz, saatlerce ameliyatlar
sürer, çoğumuzun boyun fıtığı vardır. Çoğumuz stresli, hipertansiyonlu
insanlarızdır. İnsanın damarı, beyni parmağımızın ucundadır çünkü. Mal
alıp satmaya benzemez bilirsin; ancak yakınlarımız bilir işimizin
güçlüğünü. Eve gider üstüne de ders çalışırız, sınavlar için,
doçentlik için, makale için, ders hazırlamak, öğrenmek için. Beyin ve
parmak işçisiyiz biz anlayacağın.
Geçen gün bir amcayı ameliyat ettim, ameliyat iyi geçti ama, çok yaşlı
olunca enfeksiyon kaptı, kötüleşti. Muş aşiretinden biriymiş amca.
Muş’tan otobüslerle insanlar geldi hastane kapılarına, bekleşip
durdular gözümün içine baka. Geceleri uyuyamadım kaygıdan, sonra da
düşündüm değer mi diye. Aldığım toplam doçentlik maaşı 2.500 TL. Doğru
dürüst performans dağıtmıyorlar hastane zararda diye.
Yeni yasal düzenlemelerle artık yaptığımız iş para puan ile çarpılır
oldu. Bu iş bu para, bu puan ile yapılır mı diye düşünmeye başladım.
Kirlendiğimi hissettim. En başta da mesleğimin kirlendiğini. Geceleri
uykusuz kalmam, ders anlatmam, yöneticimin, yöneticinin, girişimcinin
gözünde değersiz önemsiz… Eskiden bunlar hastam için, yeminim için,
öğrencim için, insanlık ve bilim için yaptıklarım içindi. Aldığım para
önemsizdi. Artık sistem değişti, puan para hesabı hepimizi köreltti,
küçülttü. Artık meslektaşlarımın kaçı bugüne kadar yaptıklarımızı
yapar bilemem.
Hasta başı para, puan hesabı, hasta iyileştirme hedefinin önüne geçti.
Artık doktorlar puan biriktirme derdiyle hastayı oyalayıp, yüzünü
gösterir tetkik ister durur. Ancak kaç kişi hekimlik sanatını uygular,
elini taşın altına koyar, riskli hastayı ameliyat eder bilmem. Riskli
hastaya bakmanın puanı nezleye bakmak ile aynı bu sistem yapılan
işlemin kalitesi ile ilgilenmiyor, hasta ne kadar uzun yaşamış,
yapılanlar işe yaramış mı, hasta iyileşmiş mi kimse düşünmüyor.
Şu anda bir doktor bir muslukçu yada bir telefoncudan daha düşük maaş
oluyor. Bir MRG raporu 3-5 liraya raporlanıyor; özel sektörde bir
muslukçu 25 TL’den açıyor servisi. Çünkü sistem doktorun emeğini
kontrol edip, ucuzlatıp girişimciye ucuz işçi, para kazanma yolu
olarak sunmak istiyor neyse ki şu anda kimse muslukçunun aldığı para
ile ilgilenmiyor.
Hekimlik mesleği köşeye sıkışmış, umutsuz, çaresiz ve emekleri
ucuzlatılmış girişimcilerin, hastane sahiplerinin iştahını açan
sofralara yem olarak atılmış durumda. Kutsal hastası kendi vergisi,
emeği, huyu ile kurulan yönetimlerle karşı karşıya. Aklı selim bir
mantığın elbet günün birinde yerleşeceğini, güneşin balçıkla
sıvanamayacağını, zorla, seçeneksiz bırakılarak çalıştıran hastaların
şifa dağıtamayacağını, zorla güzelliğin hizmet sektöründe
olamayacağını söylese de yürekler kırgın, hastalar sahipsiz ve
ilgisiz.
Cerrahlar ameliyathanelere sokulmuyor. Oy için, puan için yoksullukla
hekimi korkutarak yine hekime hasta baktıran mantık yanına artık
kimselerin sistem gereği dokunmak için motive olmadığı zor ve riskli
hastaları alarak yok olacak. Geriye sadece o hastaların yakınları ve
gerçeği bilen hekimlerin yanık yüreği kalacak. O zaman iş işten geçmiş
olacak, hastalarımızı korumak yemini gereği boynumun borcu.
Hastalarımıza duyurulur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir